Sömürge Tarihi

Avrupa ve Amerika ülkelerinin tarihleri ile alakalı yazılar bilgiler. Tarihi dönemler de Türkiye ile avrupa ülkeleri arasındaki ilişkiler.

Bu konular ile alakalı yazı içerik ve araştırmalar bu sayfa altında yer almaktadır

İNGİLİZ DOĞU HİNDİSTAN ŞİRKETİ

Uzakdoğu ve Hindistan’da İngiliz sömürgeciliğini temsil eden özerk devlet statüsündeki ticaret şirketi.

Orijinal adı British East India Company’dir. 31 Aralık 1600’de, Portekiz ve İspanya’nın tekelinde bulunan Uzakdoğu ve Hindistan baharat ticaretinden pay almak üzere İngiliz tüccarları tarafından krallık beratıyla kurulmuş, zamanla dünyanın en büyük ticaret organizasyonlarından biri ve İngiliz sömürgeciliğinin Asya’daki temsilcisi haline gelmiştir. Şirketin bu temsilciliğini, hükümetin tekel imtiyazını sona erdirip teşkilâtını dağıttığı 1858 yılına kadar özellikle Hindistan’daki faaliyetleri, konumu ve etkisiyle özerk bir devlet gibi sürdürdüğü görülür.

BADGER, George Percy

(ö. 1815-1888)

İngiliz müsteşrik.

Londra’nın kuzeydoğusundaki Chelmsford’da doğdu. Ailesi, çocukluğu ve yetişme tarzı hakkında yeterli bilgi yoktur. İngiliz ordusunda çavuş olan babası, muhtemelen görevle gittiği Malta’da öldüğünde Badger on dokuz yaşındaydı. Burada sıkıntı içinde ve kayda değer bir resmî eğitim almadan yetişti. Yabancı dil öğrenmeye karşı büyük bir kabiliyeti olduğundan kısa zamanda Malta dilini ve halk Arapça’sının mahallî bir lehçesi olan bu dile hâkimiyeti sayesinde diğer Ortadoğu lehçelerini öğrendi.

Gazze Savaşında 25bin kayıp Türk Askeri

Osmanlı ordusunun Gazze Savaşı'nda 25 bin kayıp vermesinin fotoğraf ve belgeleri bulundu. Arşiv belgeleri, 15 bin Türk askerinin esir kamplarında gözlerinin kör edilmesi olayını da aydınlatıyor.


ADANA - Araştırmacı tarihçi Cezmi Yurtsever, yaptığı açıklamada, Kadirli Askerlik Şubesi'nin deposunda bulunan Osmanlı döneminden kalan Seferberlik Sevkiyat (Kur'a) Defterleri'nden o dönemde çok sayıda askerin savaşmak üzere cephelere gitmesi ve yaşanan olaylarla ilgili açıklayıcı notlar yer alan bilgilere ulaştığını söyledi.
Yıllar süren araştırmalar için Osmanlı Arşivi, İngiltere ve İsrail Gizli Servis arşiv belgelerini de incelediğini belirten Yurtsever, İngiltere Savaş Arşivi F0 Box-10521. Tallahasse, FL 32302-0521 numaralı dosyadan Filistin savaşları esnasında İngiltere adına casusluk yapan Osmanlı Yahudisi Sara Aaranson'un fotoğrafı ve eylemleri hakkında bilgilere ulaştığını kaydetti.

II. Viyana Kuşatması Sonrası Türk-İngiliz İlişkileri

Özet: İngiltere’nin Osmanlı ile ilk münasebetleri XIV. asrın sonları ile XV. asrın başlarında
ticari ve iktisadı alanda olmuştur. İngiltere, Osmanlı Devleti’nin 1683 II. Viyana
kuşatmasından sonra batı ile savaştığı dönemde, tarafsız kalmayı tercih etmiştir. Ama buna
rağmen, Fransa ile aralarındaki düşmanlıktan dolayı Osmanlı ile Avusturya arasındaki savaşın
bitmesi ve Avusturya’nın Fransa’ya karşı daha serbest hareket edebilmesi için büyük gayret
göstermiştir. Osmanlı coğrafyasında ticari faaliyetlerden ziyade siyasi çalışmaları ile tanınan
İngiliz büyük elçisi William Trumbull (1686-1691) İngiltere’nin menfaatleri icabı savaşın
bitmesi için büyük gayret göstermiştir. Trumbull’un yerine atanan ve Karlofça Anlaşmasının
imzalanması sırasında arabuluculuk yapan Peget (1692-1702) ise, İngiltere’nin tarafsız
kalması için uğraşmış ise de Avusturya ve Venedik tarafı bir tutum izlemiştir. Karlofça

İngilizlerin sahte savaş gemisi hilesi

1. Dünya Savaşı sırasında İngilizler, akla gelmeyecek bir hileye başvurup, 14 tahta gemiyi gerçek savaş gemisi gibi dünya
denizlerinde yüzdürdü.

"Çanakkale 1915" adlı dergiden derlenen bilgilere göre, 1. Dünya Savaşı sırasında dönemin en güçlü donanmasına sahip ülkeler arasında yer alan İngiltere’nin başvurduğu savaş hileleri inanılmaz boyutlardaydı.

İngilizler, özellikle Gelibolu Yarımadası’ndan çekilmenin hesaplarını yaptığı sırada Türk askerlerinin bu çekilmeden haberdar olmaması için değişiksavaş hilelerine başvurdu.

General Hamilton’un anılarında, savaş hileleriyle ilgili olarak şu anektod yer alıyor:

"Türk askerlerini şaşırtmak için yolcu gemilerine, şileplere sahte bacalar, sözde toplar, uydurma direkler eklendi. Böylece İngiliz gemileri ’Tiger’ ya da ’lnflexible’ kruvazörlerine benzetildi. Karşı taraf bu gemilere ateş edip,
boşuna pek çok mermi harcadı."

Oliver Cromwell: İngiltere'yi İngiltere yapan adam

Britanya’yı tarihte ilk kez gerçek anlamında birleştiren ve büyük bir güç haline getiren Oliver Cromwell, bütün yaptıklarına rağmen uzunca bir süre ülkesinde, “nefret edilen” kişiler arasında yer almıştır.

Ama zaman geçtikçe, muhafazakârlar tarafından, ‘anarşiyi durduran lider’ olarak övülmeye, her türden radikal tarafından da, ‘modern çağın ilk devrimcisi’ olarak yüceltilmeye başlanır.

Ayrıca zaman içerisinde liberaller de onun politikalarının ateşli savunucusu olurlar. Böylesine farklı kesimler tarafından övülen bir lider, ancak Sezar veya Napolyon ile karşılaştırılabilir.

Sezar, diktatörlüğünden korkan Romalılar tarafından Senato’da öldürülür. Napolyon ise, acemi bir darbeci olarak meclis kürsüsünde ne yapacağını bilmez bir halde bocalayıp dururken, kardeşinin kararlılığıyla durumu kurtarır; onun çağırdığı askerler, milletvekillerini süngüleriyle dürtükleyerek salondan kovalar...

ÇANAKKALE SAVAŞINDA İNGİLİZ OYUNU

Tarih boyunca İslam’a en büyük düşmanlığı İngilizlerin yapmış olduğunu görürüz. Günümüzde ise Amerika, yeni düşman addettiği İslam’a ve İslam dünyasına karşı ahlaksızca saldırırken İngilizler bu saldırılara ve Amerikan projelerine tam destek vermekte ve Amerika ile omuz omuza hareket etmektedirler. Bu yazımızda, Çanakkale savaşında İngilizlerin yaptığı alçaklıkların bazılarını inceleyecek ve bu alçaklıkların günümüzdeki versiyonlarına dikkat çekeceğiz.



İngilizler Çanakkale için sömürgeleri altında olan müslüman ülkelerden asker topluyorlardı. Saf müslümanları, “Sizin halifenizi Almanlar kaçırdı. Biz, sizin halifenizi kurtarmak için Almanlarla savaşıyoruz.” diyerek kandıran İngilizler, bu yalana kanmayan müslümanları, ailelerini öldürmekle tehdit ederek zorla cepheye sürdü. Gelmek istemeyenleri ise öldürdüler. İngiliz’in oyununa gelen müslüman askerler Çanakkale’de, Türklerle savaştıklarından habersiz harp ediyorlardı.

Milli Mücadele gerçeği; İngilizler, İslam Alemi’nde “Ankara’nın tek muhatap ”lığı için Hintli Müslümanları mı kullandı?

İngilizlerin, Siyasi entrika, (adam kullanma) konusundaki dehaları ve cinlikleri ile şeytana bile parmak ısırtabildikleri meraklılarının malumudur. Anlaşılan, kurgulanan stratejide önce Osmanlı Hanedanlığı’nın ve Hilafet Kurumu’nun yıpratılması ve antlaşmalarda “Tek Muhatap”lığının zayıflatılması; arkasından da büyük tepkilere meydan vermeden kaldırılarak Hanedan’ın sürgün edilmesi, oya gibi işlenen bu büyük planın bir parçası olsa gerek.

Bu, Stratejik Plan’a, 19 Mayıs 1919 Olayı ile, Yunanlılara İzmir’in ve çevresinin işgal ettirilmesi de dâhil edilmelidir.

Bu noktada çok bir ilginç tesadüfü, daha doğrusu tespiti açıklamamız gerekmektedir.



San Remo Konferansı ve Son sabık Sultan Vahdettin’in buraya sürgün edilmesi

“San Remo Konferansı, I. Dünya Savaşından sonra, 18-26 Nisan 1920‘de, Osmanlı topraklarının paylaşılması ve Osmanlı ile yapılacak olan Sevr Antlaşması’nın şartlarını hazırlamak için, İtalya’nın San Remo şehrinde toplanan milletlerarası konferans idi.”

İngiltere'nin İslamiyet'e Olan Tavrı

İngiliz’ler tarih boyunca gerek aşikar gerek sinsice İslam aleyhinde çalışmışlardır. Şimdi de bir musibeti bahane ederek buradaki milleti temsil eden dindar hükümeti hedef almıştır. Gazetelerinde buradaki hükümet hakkında menfi propağanda yapmaktadırlar. Maalesef bunların husumeti ebediyyen devam edecek gibi görünüyor. Osmanlının parçalanmasında baş rolü almışlardır. Sonra bizdeki idari ve sosyal hayatı onlar düzenlemişlerdir. Şimdi millet kendi değerlerlerine sahip çıkmaya başlayınca rahatsızlıklarını göstermeye başlamışlardır. Ta İngiltere’den gazeteleriyle, yazarlarıyla radyo-televizyonlarıyla Türkiye aleyhine özellikle Hükümet, hususan Başbakan aleyhine yayın yapmaktadırlar.

İngilizler bu düşmanlıklarını her zaman göstermişlerdir. Türkiye tekparti CHP döneminden sonra, hür dünyanın yanında yer almak istediği zaman dahi İngilizler buna mani olmağa çalışmışlardır. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir mektupla vaziyeti talebelerine bildirmiştir.

Bir İngiliz Casusundan Sarsıcı İtiraflar

Hempher anılarında İngiliz casusluk faaliyetleri hakkında da bazı bilgiler vermektedir. Bunlardan bir tanesi var ki eğer hayal ürünü değilse inanılacak gibi değildir. Onun iddiasına göre İngiliz Sömürge Bakanlığı bünyesinde İslam Dünyasının gelişen olaylar karşısında siyasetini önceden tespit etmek amacıyla bir birim oluşturulmuştur.

İsmail Çal/ Tarih Dosyası / Dünya Bülteni

İngiliz casusu Hempher’in anıları daha doğrusu itirafları, son asırlarda İslam dünyasının başına gelenlerin hiç de tesadüf olmadığını, büyük bir planın uygulaması olduğunu bütün gerçekliği ile ortaya koymaktadır. Amaç Osmanlı Devleti’ni ortadan kaldırmak ve bütün ayrılıkları körükleyerek İslam dünyasını paramparça etmekti. Hempher’in bahsettiği olayların 1700’lü yılların başı gibi erken bir dönemde geçiyor olması, işin başka bir ürkütücü yönüdür.

Kimdir bu Hempher?

I. Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin Ortadoğu Siyaseti

İngilizler, Irak, Suriye ve Arap Yarımadasında, ekonomik alandaki çalışmaların yanında Araplarla ilgili sosyolojik ve kültürel alanlarda da ilmi araştırmalar yaparak Arap ulusunu çok daha yakından tanır. Bu bilgileri değerlendirerek önce Arap toplumunun siyasi ve dini önderlerini maddiyatla elde eder. Onlarla kurdukları maddi ilişkiler sonucunda emperyalist amaçlarını uygulamaya başlayarak ekonomik yatırımlarını yapmaya başlar.

Kırım Savaşı

1800’lü yıllarda dünyâda iki büyük İslâm devleti vardı. Biri Osmanlı Devleti, diğeri ise, Hindistan’daki Gürgâniye Hükümdârlığıydı. İslâmiyetin büyük düşmanı olan İngilizler ise, devamlı bu iki devleti nasıl yok edebileceklerini plânlamakla meşgûldüler. Önce Gürgâniye Devletini parçalamaya karar verdiler. Böylece hem Asya’daki Müslümanları başsız bırakacaklar, hem de Hindistan’ın hazînelerine ve ticâretine hâkim olacaklardı.

İngilterede İslamiyet

İngilizler’in İslâmiyet’le temaslarının daha önceki yüzyıllarda başlamasına ve Britanya adalarında XVII. yüzyıldan itibaren Türk ve Kuzey Afrika kökenli esirlerin, diplomatik misyonlara mensup kişilerle bunların ailelerinin ve daha sonraları da müslüman öğrencilerin bulunmasına rağmen ülkeye düzenli biçimde yerleşen ilk müslüman topluluklarına ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısında rastlanmaktadır. İngiltere’de İslâmiyet’in geç görülmesinin en önemli sebebi buraya sadece deniz yoluyla ulaşılabilmesi ve İngilizler’in zihinlerinde, müslümanlar hakkındaki ön yargıların XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Hindistan ve çevresini idareleri altına almalarıyla başlayan yakın temaslar sonucu değişmesidir denilebilir. Britanya adalarına yerleşen ilk müslümanlar Londra, Cardiff, Liverpool, South Shields, Bristol ve Hull gibi işlek limanlara gelen Yemen, Aden, Gucerât ve Somali kökenli gemicilerdir.

BAHADIR ŞAH II

بهادر شاه

Ebü’l-Muzaffer Sirâcüddîn Muhammed Bahâdır Şâh b. Ekber Şâh (ö. 1862)

Son Bâbürlü hükümdarı (1837-1858).

23 Ekim 1775’te doğdu. Babası II. Ekber Şah, annesi Racpût asıllı Lâl Bâî’dir. Babasının 1837’de ölümü üzerine tahta çıktı. Hükümdarlığı Hindistan’da İngiliz nüfuzunun iyice arttığı bir döneme rastlar. Bu bakımdan Bahadır Şah hükümdarlığı süresince İngilizler’in elinde bir kukla olarak kaldı. Hayatını başşehir Delhi’deki Kal‘a-i Mu‘allâ’da geçiren Bahadır Şah âdeta Doğu Hindistan Şirketi’nden (East India Company) maaş alan bir emekli gibiydi, idarî hiçbir nüfuz ve otoritesi kalmamıştı. Onun bu dönemdeki yegâne faaliyeti şiir yazmak, kitap okumak ve Nizâmeddin Evliya, Kutbüddin Bahtiyar gibi bazı şeyhlerin türbelerini ziyaret etmekten ibaretti. Fakat daha sonra işgalcilerin sebep olduğu bazı olaylar yüzünden o da İngilizler’e karşı başlatılan mücadeleye katılmak zorunda kaldı.

URQUHART, David

(1805-1877)

Türkler’le ilgili eserleriyle tanınan İngiliz gazetecisi, yazar ve diplomat.